Monday 5 March 2012

ÜVO

-Ben cisimsiz bir ruhun serüveniydim. Rüzgarın yok edici sesinden büyülenip ölüm uykusuna yatmak istedim. Tabi beş gün beş gece sürecek bu uyku.

+ Gözünü burada mı açmayı düşünüyorsun?

-Evet, düşüncem o.

(Kırımızı, yünden bir halının üstünde küpemin tekini kaybediyorum)

-Hani nehir kıyısında, kafan bulanıkken, güzel bir espri olur ya; ortamın en güzel kızı sana bakış atar… Tabi sen nereden bileceksin o bakışı.

(Bazı bakışların anlam veremediğim bir kokusu var. Uzun eteğiyle, terlemiş göbeğiyle raks eder bir kadın orta yerde. Nehir! Nehir horozların kanıyla akıp duruyor bir yerlere, susuyorum. Kadından da anlamam diyorum. Susuyorum, ben kendimi anlayamıyorum. Bu yüzden bütün sevişmelerim yarım yamalak.)

+Bilmiyorum ama anlayabilirim.

+İnsan aynı anda her yerdedir.

-Şu an arkandayım,
 Yanındayım,
 Aslında seninleyim,
 Belki de yokum,
 Saçların neden yüzümde dolaşıyor peki?

+Uzak dur benden, karşıma otur!

-Zaten nefes alamadım bir süre.

+Anlamaya çalış beni.

(Yaz sevişmelerinden habersizim. Parmağımın ucundan avuçlarıma akan ter damlaları yalan söylüyor. Komidinin üstünde duran ayna çatlamış yer yer. Aynı anda her yerdeyim ben. Aynı anda her yerdeyiz. Seninle. Yatak harabe, yatak soğuk. Sıcaktan değil avucumda biriken terler.)

-Ciddisin, niyetin belirsiz, eğleniyorsun, ama ne istediğini bilmeyen bakışlar bunlar.

+Aklımı okumaya çalış!

-Yapamıyorum.

+Hadi o kadar karmaşık değilim!

-Geciktiğimi düşünüyorsun.

+Ne için geciktiğini?

-Seni hissetmem için.

-Hayat dolu görünüyorsun. Ama acı da var. Bastırıyorsun. Buna rağmen hissediyorum seni. Sanki ne yapılması gerektiğini biliyorsun. O ne bilmiyorum ama. Sadece adımını bekliyorum. Hızlanan kalp atışlarımı durduracak o basit adımı.

+Atıyorum o adımı.

(Aklımdan geçenleri, aklından geçenleri ikimiz de biliyoruz. Susuyoruz. Sonrasını biliyoruz, ama ‘belki’ diyoruz. Umut ediyoruz. Sonunu biliyorum, biliyoruz. Dudakların bildiğim bir tatta. İlk ama son öpüşüm değil. Dokunmuyor yaralarımız birbirine. Adını bilmediğim bir apartmanın, son katında, dört duvar arasına sıkıştırılmış bir öpücük. Kalp atışlarını duyamıyorum.)

-Sevişiyoruz, hayır yanıldım! Dokunuyoruz birbirimizin yüzüne. Yaşlamış acıları değiştirmek için. Kızıl saçların sanırım heyecanımı arttıran (hayır siyah onlar diyorum içimden. Bilmiyorsun!)

+Ağladık, acılarımızı hatırlatan, küçük kelimeler, anlamlı anlamsız şeyler söyledik birbirimize. Dinle ve devam et düşünmeye.

- Sigaralarımızın dumanında kaybolduk, yön bulamıyoruz. Zamanın ve mekanın yalnız yerindeyiz emin olduğumuz tek şey bu. Karnımız aç. Kötü günler geçmiş, geçersiz paylaşımlar yetmemiş acılarımızı azaltmaya. Oda soğuk. ‘Uyusak mı’ diye sordum. Son sigaramı sarmaya başladım sorarken.

+Ben ne diyorum peki?

-‘Beni bırakma!’

(Hiç kimseye söylemedim bunu bugüne dek. Gücümü mordan alırım ben. Zayıfım evet ama kimse bilmez bunu. Sen de bilmiyorsun. ‘Unut beni bırakmayı’)

-Bitiremediğim son sigaram, içime hapsedemediğim yağan yağmurun kokusu yanında eritiyor beni. Soğuk üşüyorum. Ağlayasım geliyor, ama yapamıyorum. Güçlü görünmem lazım. Ama olmuyor, salıyorum kendimi, neden ağladığım meçhul.

(Neden ağladığını biliyorsun aslında, itiraf edemiyorsun. Ben de ne olduğunu biliyorum. Ama ilk defa yarım kalmıyor bir yatak.)

-Unutamadığım… sevilme hazzını yitirdim. Sevilmiyor artık kimse eskisi gibi. Beni üzen kaybolmuş önemsiz insanlar aslında.

+İçinde derinde biri var o geliyor aklına, o insan ya da insanlar incitmiş seni çok. Acısı yine depreşiyor. Yanımdaki bu kadın yetecek mi bana diye düşünüyorsun. Doyurabilecek mi içsel ve düşsel eksikliklerimi. Kokum tanıdık gelmiyor sana.

-İnanamasam da yetinesim geliyor. Daha iyi bir senaryoda rol kapana kadar belki de yalnızım. Aslında korkuyorum teklikten. Gülüyorum tutarsızca.

+Gülüyoruz tutarsızca.

-Yarım kalan tütünlerimize acıyorum.

+Bir yanlış ve bir yalnız tüketti hikayemizi. Sonu buydu zaten. Kabul etmek istemiyorduk o zaman. Şimdi yarım kalan tütünlerimize acır olduk.

-Sesin güzel mi?

+Hayır, ama şarkı söylemeyi severim.

-Benziyoruz…

(Bütün suç kedilerde ve adını bilmediğim o apartmanda aslında.)