Herkese dolmaya çalıştım yerini, adını bildiğin birinin
yerine hangi bedeni diye
Dün, boyunu düşündüm heybetliydi
kalesi gibi şehrin korumaya müsait
kokusu tütününde
kaşığı cebinde
misafir olmak için değil sofrasında katledip
gelir de biri aç durur incir ve üzüm ve ceviz ağacında esinti
ölümünün yaşıma yakın yılı alıp götüren kurşun
Çalılıklarla örtünmüş mezarının başında
inekler otlarken bastığı
hangi hayvan dua eder insandan başka
toprak çöker ruh çekilince bedenden
mermer yakışır kemiğe
Rüyasında Anayı çağırıken yanına
Gökyüzünde çiçekli tacıyla bir tanrı
Giden değil aslında
kalanı alıp götüren
O olmamayı öğreten
ruhu şah olsundu